KÜRESEL BİR İNSANLIĞIN ŞAFAĞINDA
Uluslar Arası Kadın Şiiri Festivali
- 00
Gün
- 00
Saat
- 00
Dakika
- 00
Saniye
Malak Sahioni Soufi (Suriye-İngiltere)
Suriye asıllı, İspanya vatandaşı şair, yazar, gazeteci, çevirmen, yayıncı, televizyon programcısı, aktivisit, (D.29.1.1957/Latakia-Suriye)
Dilbilim, gazetecilik ve siyaset okudu. Lübnan Jesuit Üniversitesi, Arapça-Fransızca bölümünde mastır yaptı. İnsan hakları ve mülteci sorunları üzerine dünyanın birçok şehrinde fotoğraf, resim, arkeoloji sergileri açtı, performanslar düzenledi, antolojiler hazırladı. Uluslararası birçok şiir festivaline katıldı, önemli şiir ödülleri aldı. Madrid’de bulunan Don Quijote Yayınevinin sahibi. Halen Londra’da yaşıyor. Ay ve Diğerleri, Yağmurun Taneleri, Nostalji, Tanrıya Tüm Sevgimle, Melek, Yorumsuz, Lesvos’ta, başta olmak üzere, birçok dilde yayınlanmış 40 şiir ve deneme kitabı; diğer yazarlardan-şairlerden İspanyolcaya ve Arapçaya çevirdiği 25 çeviri kitabı var.
KISA ŞİİRLER
Koku,
sen geçtikten sonra
yerinde kalan
izdir.
Cevabın şüphesi
sorunun
işi değildir.
Gözlerini açışın
ışık ve gölge,
ikisinin arasına
saklanıyorum.
Ayın önünden geçerler
ve ay da onların önünden geçer.
Hiç kimse diğerini umursamaz.
Ay ve diğerleri.
Bir puro gibi kendimi sarıyorum
boğulmak üzereyim.
Kibriti olan var mı?
İngilizceden Türkçeye Çeviren: Hilal Karahan
MİDİLLİ’DE / في ليسفوس
Midilli’de
Bir gözyaşı dökülüyor
Yağmur oluyor
Irmak oluyor
Bir tekneye ihtiyaç oluyor.
Bir tekne yaptılar onlara
Motoru takır tukur
Emniyet kemeriyle sardılar etrafını
Islansa batacak bihuzur.
Midilli’de
Bir gözyaşı dökülüyor
***
Midilli’de
Sınırlar kapalı
Hazrolda ölüm.
Midilli’de
Orada
Bir ümit bekliyordu
Ben de oradaydım
Başbayii olarak ümidin.
***
Midilli’de
Karşı kıyıda
Bir ümit doğuyor lastik bir botta
Ve doksan dokuz can veriyor
Varmadan Midilli’ye.
Arapçadan Çeviren: Mehmet Hakkı Suçin
ANNELER / أمهات
Orada sessizce oturuyorlar ezelden beri
Torunlarına masallar anlatıyorlar
Ve evler örüyorlar ay’ın üstünde.
Her ev için bir renk eğiriyorlar, hikâyeler ve haberler.
Orada, lambanın ışığında oturuyorlar
Ve parıltısında bir ümidin.
İplikleriyle çocukları, erkekleri resmediyorlar
Kazayı ve kaderi.
Sessizce evleniyorlar
Sessizce hamile kalıyorlar
Sessizce emziriyorlar
Ve sessizce nesiller yetiştiriyorlar.
Ne aşkı tanırlar onlar ne de çapkınlığı.
Sessizce çalışıyorlar
Sessizce ağlıyorlar
Ve sessizce ölüyorlar.
Onlar buradadır
Onlar orada.
Masalların örülüşünü takip ederler
Ayın üzerinde
Sessizce.
Arapçadan Çeviren: Mehmet Hakkı Suçin
ANNEME / إلى أمي
Kendi kendime konuşuyorum seslenirken sana
Biraz bekleseydin beni
Çok bekleseydin
Ölseydim ve sen yaşasaydın.
Kadere sitem ediyorum
N’olurdu biraz daha geciktirseydi
Çokça bekleseydi beni
O yaşasaydı benim yerime sürgünlerde
Ve taşımasaydı beni senden ıraklara.
Sen ki vatanların
tümüsün annem.
Sensiz neyim ki ben, kemirirken içimi hasret
Ölüm daha büyük ve dönüşün ne mümkün
Mücrim olan kaderdir
Saçmaydı, muhteşemdi saçmalığı
Bekleseydin beni.
Özlüyorum kahve celselerini
Sen, ben ve babam
Kokusu izini sürüyor senin.
Özlüyorum “hadi hadi kalk” deyişini
Gözümdeki uykudan, sükûnetin tembelliğinden
Senin gözlerine yansıyınca görünür
Berraklığın güzelliği.
Son kez daldığın uyku
Kalbe saplanan bir hançerdi
Ne ben kalkabildim
Ne sen koştun yardımıma.
Beyaz güvercinler sürüsü
Alıp ruhunu bedeninden
Götürdüler melekût âlemine.
Zarif uçuyordun
Saydam uçuyordun
Ve ben düşüyordum.
Yokluğun ürkütüyor
Uykuya dalışın kalbe saplanan
Bir hançer.
…
Düşüyorum.
Arapçadan Çeviren: Mehmet Hakkı Suçin