KÜRESEL BİR İNSANLIĞIN ŞAFAĞINDA
Uluslar Arası Kadın Şiiri Festivali
- 00
Gün
- 00
Saat
- 00
Dakika
- 00
Saniye
Asma Mohammad Alhaj (Filistin-Ürdün)
Filistinli şair, yazar, program yapımcısı, gazeteci (D. 24.5.1977/Amman-Ürdün)
Ürdün doğumlu olmasına rağmen, Filistin asıllı. Filistin Ramallah Birzeyt Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu (2000). Lübnan Beyrut Üniversitesi’nde Modern Arap Edebiyatı üzerine master yaptı (2015). 2007 yılından beri televizyon programı yapımcısı olarak çalışıyor (Beyrut TV 2007-2015, TRT-Arapça 2015-2019). Televizyon alanında birçok ödül aldı, uluslararası projelere katıldı. Yazmaya 2000’li yıllarda başladı. Uluslararası pek çok önemli şiir festivaline, antolojiye katıldı; şiirleri birçok dile çevrildi. 2 şiir kitabı var.
Kitapları:
Sudan daha fazla acı – More pain than water – Ashadu Wajaan Men Al Maa – اشد وجعا من الماء (2009)
Derin cehennemin harmonisi – The harmony of high hell – Ikaa Al Kaab Al Aali – إيقاع الكعب العالي ((2011
ESMA EL-HAC RAMALLAH’A SESLENİŞ
Yarın sana geleceğim
Sırtımda hazin bir kambur
Sesimde bir mevval ürpertisi
Güneşin gölgenin önünde kırılışı
Sana şiirimi taşıyacağım
Kafiyesi, ezilmiş kadınların yılları
Ölçüsü, mecalsizlik ve sabır
Ölçüyle kafiye arasında bir fark yok
Acıya yaslanıyor ikisi de.
Yarın sana geleceğim
Beyrut’tan bahsedeceğim sana, dostlarımdan:
Denizden
Beyaz Kum’dan
Kara Bulut’tan
Sabahın ilk saatlerinde beni bekleyen
Yolun sonundaki kahvehaneden.
Kalemimde kahve fincanının acısı
Dilimde yeni bir acının aksanı
Şairlerin alışkanlığını kazandım
Yabancı izler taşıyorum çehremde!
Sana yarın geleceğim.
Kalbin eline nakşedilmiş bir dövmeyle
Ruhun kalbindeki bir yarayla
Yeniden ahdediyorum kadim isimler üzerine
Mola vermeyen ahlar üzerine
Her seyahate çıktığımda ambalajladığım hayaletler üzerine.
Harabelerin başında durup ağlamamak mümkün mü
Yoklukla ıslakken belleğin alnına yontulmuş çağın?
Pınarımı ne zaman geri alacağım
Suyun cıvıldayışını
Ve yeşil lahzayı?
Yarın sana geleceğim
Kaldır üstümden senin için can çekişimi
Ki geri alayım yeniden göğümü…
İşte, yine akşamın fısıltısı
Ay ve kadınların ekmeği
Yıldızım ve kalbin cemresi
Buzun acısını söndürüyor!
Ne zaman izin vereceksin tamamlamama öteki yarımı?
Sende başlıyorum hayal kırıklığı sürüsüne
Ve o çobanın kavalıdır saplanan kalbime.
Yarın sana geleceğim
Gülüşlerin tozunu silkeliyorum
Ve yeni bir hatıraya hazırlıyorum sayfalarımı
Yeniden benim oluyor saç örgülerim, beslenme çantam
Öyle dans ediyorum ki kuruyor ağzım dilim güneşin altında
Ne önemi var madem bekleyiş ve gözyaşı
Şarkı söylüyorum
Çene çalıyorum
Nefesi kuruyana kadar gecenin
İlk aşkı ziyaret ediyorum
Ve son vatanı
Mahmud Derviş’in mezarına uğruyorum
Bir gül gezdiriyorum ve gözyaşlarını yokluğun kabrinin yüzünde
Ruhuna kederimi okuyorum ve Fatiha’mı
Geriye dönüyorum sonra
Ama varamıyorum!
Ne kadar çok ötede badem çağları ey Derviş!
Yarın sana geleceğim
Elimde kalan anneliğim
Elimde kalan kadınlığım
Eksikliğimle
Hatırlayacak mı beni evlatlarım?
Hâlâ diri olmalı sütün elemli anlarında
Bana nelerden bahsedecekler?
O eski yuvadan mı?
Ben de diyeceğim ki onlara
Meskenim otuz elem ve iki hayal kırıklığı yükseklikte
Nasıl itiraf edeceğim özlemimi?
Ve nasıl özür dileyeceğim ayrılıktan?
Nereye sığınacağım veda anında?
Yarın sana geleceğim ey Ramallah
Yarın senden ayrılacağım
Sana düşen, ruhun menekşeleri
Bana düşen, toprağın elemi
Ve suyun hatırası
Yabancı kadının yatağı beni bekliyor
Yalnızlığı doğuruyorum yeniden
Kanadım kırık
Göğüm dar
Ah bir genişlese dediğim bu kalp gibi.
Arapçadan çeviren: Mehmet Hakkı Suçin