abir zaki

Abir Zaki

Misafir Şair

Abir Zaki (Suudi Arabistan-Türkiye)

Suudi Arap şair, yazar, gazeteci, çevirmen

  1. 1965/Suudi Arabistan

Foça’da yaşıyor…

SERENAD’A GÖMÜLDÜM SENİNLE…

 Güneşin sevgiyle durarak baktığı gibi ufuktan
Ay’ın denize mırıldandığı gibi dağların ardından
Sesinin yankısını duyuyorum meltem rüzgarından
Ve kayboldum sende ben…

Rüzgarın ruhumu sarıp sarmaladığı gibi
Yıldızların ürkek gözlerinde öpülmeyi beklediği gibi
Şarabından tatmak için ”O” an’ın yaklaştığı gibi
Kayboldum sende ben…

Aklımı başımdan alan bu sessizlikle
Varlığınla hayat buluyorum yeniden
Usulca kucaklamanı, sarılmanı özlerken
”O” an’ın tadını çıkarıyorum
Meltem gibi esintine ”ah çektiğimi“
Yansıtabilmek için
Ebedi Cennet bir kez daha bizi beklerken….

Abir Zaki

Çeviren: Muammer Çelik

 ÇELİŞKİLERİN KADINI-1

Dostum…
şaşırtmasın,
uğratmasın hayal kırıklığına sözlerim
cehennemin olurum yasak aşklarında
cennetin olurum aşka susamışlığında
ben çelişkilerin kadınıyım…

sürmeli bakar dünyaya gözlerim
kurşun gibi deler geçer sözlerim
bozgunların, yenilgilerin
ve hezimetlerin kadınıyım
gün batımlarıyla oynaşır yatarım
gece yarısında uyanır
gitar ritmlerine raks ederek kalkarım…

dalmayı hiç deneme sakın
böyle bir kadının okyanusuna
henüz uzanırken onun kıyılarına
ve demir atarken limanlarına
başlamadan biter tüm yolculuklarım…

kırılmasın düşlerin
çelişkili düşüncelerimden
çünkü ben yüzeyselim, derinliğim
oldukça şefkatli
aynı zamanda esen rüzgarım
ve yerden yere vuran boranım…

kendine aşık bir kadınım
hem erkeksi hem dişiyim
dünyanın tüm kadınlarıyım
melek kadar temiz
şeytan kadar kötüyüm ben…

ben bir çocuğum
kendi içinde işkence görmüş bir kadınım
inatçılık ve yaramazlık
dişi dünyamdaki çocuğun yankıları
ve
benim yüzümdür
bileziklerim, aynalarım
söylediğim mahremlerim
ve sırlarımdır…

her yaşta mücadele veren kadınlar gibi
yastığıma baş koyan kadınım
rüya görürüm, düşlerim bazen
ilahiler mırıldanır, dualar okurum
şarkılar söylerim kimi zaman
gülümserim bilinmeyenlere içimdeki kadınla
onun beklediği ve hiç başlamayan yolculuğunda…

işte böyle inatçı bir kadın bu
hoşlanır oyuncak bebeğime bağırmaktan
sınırlarımı zorlamaktan
gözlerimin rengine alaylı gülmekten
ve zaferini tüm dünyaya haykırmaktan…

Dostum…
her an, her zaman
seni özleyen, seni arzulayan
hasretini çeken
düşlerinde seninle saraylar inşa eden
bir an seninle
öteki an sana karşı duran
günlere ve kaderine meydan okuyan
bu kadında ne bulursun ki
ümitsiz ve imkansız bir aşk olur
henüz başlamadan….

bu kadın ki,
sana en güzel giysileri giydirir
gücünü Samson’dan alarak
siyah saçlarını tıraş edip tarayarak
sana gizemler, sırlar getirir
yenilgiye uğramış, zafer kazanmış
elinde bir püro ve
peçelerle örtülmüş
hem kötü tercihlerini
ve yanlış seçimlerini
sana anlatabilecek kadar cesur kalmış…

şarkılar söyleyip yuhalanınca
tereddüt etmeye bile zaman bulamadan
kaçacaksın biliyorum!
kendine çekip
kalbini çalan bu kadından

çelişkilerle dolu bir kadınım ben
evet!
aynı anda
ateş ve buzla oynayan
etrafı güneşle sarılmış bir kadın
avuçlarında mehtap açan
yıldızları tutan
…bir kadın…

Dostum…
şaşırtmasın sözlerim seni
giyinen ve soyunan
bir kadından daha ihtişamlı
başka bir şey olamaz
böyle bir kadına
dünya gelse karşı duramaz
ve
şaşırmaktan kendini alamaz…

Ve Sen…
hep çamur ve kerpiçten bir adam olarak kalacaksın
sözlerimin peşinden koşacaksın
ve seni her teslim alışımın ardından
şaşacaksın her an
şaşıracaksın her zaman
evet şaşacak… ve şaşıracaksın…

her yağışımın ardından eriyecek
ve her esintimden sonra yıkılacaksın…

 

Temmuz 2004

Abir Zaki

Çeviren: Muammer Çelik